Ak Parti, Gülen Cemaati ile Neden Kavga Etti?

Çok değil bundan 1 yıl öncesine kadar Ak Partililerin Gülen Cemaatiyle ters düşeceğiğni Nostradamus bile çıksa söylese, kimse inanmazdı.
Bu haber 1762 kere okunmuş.21 Aralık 2015, Pazartesi - 19:29

Ak Parti denince akla Gülen Cemaati, Tayyip Erdoğan denince akla adeta Fethullah Gülen gelmeye başlamıştı. Başbakan Erdoğan'ın da dediği gibi, Cemaat ya da diğer bir tabirle Hizmet Hareketi ne istediyse Başbakan ''Eyvallah'' demişti. Ösym'nin yaptığı sınavlara bile hile hurda karışmış, sorular çalınmış, yüzbinlerce genç hayatının baharında intihara sürüklenmişti. Buna bile hükumet sesini çıkarmamış ve olayın üzerini kapamıştı.

Bu birlikteliğin en hararetli olduğu dönemlerden biri de Ak Parti'nin varolma ya da yok olma çizgisi olan 2010 referandumuydu. Referandumda Gülen Hocaefendi, ''Gerekirse, ölüleri bile mezardan çıkarın, EVET dedirtin'' diyerek, Erdoğan'a çok güçlü bir destek vermişti. Referandum sonrası Erdoğan balkon konuşmasında, Okyanus Ötesi'ne de selam yollamıştı. Geçen yıl 11.Türkçe Olimpiyatlarına iştirak eden Erdoğan, Gülen Hareketi'nin ne denli büyük hizmetler yaptığını anlatırken televizyonlar canlı yayındaydı.

Peki ne oldu da bir yıl sonra düşman oldular?

Herşey 15 Ekim 2013 tarihinde idrak ettiğimiz Kurban Bayramı öncesinde Gülen Cemaati'nin, yoksul ülkelerde, savaşın kol gezdiği yerlerde kesilmek üzere vatandaştan, kurban bağışı toplamasıyla başladı. Gülen Cemaati televizyonları, radyoları ve gazetelerinin dışında, diğer yayın organlarına da reklamlar ve ilanlar vererek vatandaşın fitre ve zekatını, açlık, kıtlık ve savaş olan ülkelerde kurban kesmek vaadiyle topladı. Toplanan bu yardımların meblağı o kadar fazlaydı ki, MİT bile olayı araştırmaya başladı. Mit Müsteşarı Hakan Fidan olayı bizzat takip etti. Gülen Cemaati'nin kurban kesmeyi vaadettiği ülkelere mit elemanları yollandı ve bizzat kurbanların kesilip kesilmediği takip edildi.

Hizmet Hareketi'nin elemanları kurban eksilecek olan ülkelere gittiler. Ancak buralarda ücretini peşin aldıkları kurbanları kesmediler. Belirtilen ülkelerde diğer bir cemaat olan Süleymanlılar (Süleymancılar) kurban kesilecek yerleri bayramdan önce ilan etmiş ve Yurtta okuyan gönüllü talebelerden oluşan kafileler de, kasaplık yapmak üzere ismi açıklanmayan bu ülkelere gittiler. Bayram günü Süleyman Efendi'nin talebeleri özellikle Afrika ülkelerinde, belki de yılda birkaç defa et gören Kara Kıta insanları için yola koyulmuşlar ve Allah rızası için çalışıyorlardı. Türkiye'de çok fazla reklam da yapmayan Süleymanlılar Cemaati, kendilerine emanet edilen paralarla aldıkları kurbanları bu ülkelere ulaştırmışlardı. Kurbanların kesildiği vakit Türkiye'den yardım heyeti adı altında mezhabaları gezen ekip, kendileriyle fotograflar çekildiler. Yerleri daha önceden açıklanmış olan bir kaç mezbahayı Gülen Cemaati'nin elemanlarının bulması ve ziyaret etmesi zor olmadı.

Süleyman Efendi'nin talebeleri ve yurt hocaları çekilen bu resimlerde bir artniyet  görmedi. Türk misafirler yarıdm etmek için kolları sıvadılar ve sonrasında çaylar içildi. Hepsi ayrı ayrı fotograflandı. MİT'in görevlendirdiği kişiler halkın parasının çarçur edildiği düşüncesiyle, kurduğu ekibi Gülen Cemaati'nin ziyaret ettiği o mezbahalara gönderdi. Gülencilerden sonra bir heyetin daha geldiğini gören Süleymanlı talebeleri ve hocaları bu duruma bir anlam veremese de, onlara da çay ikram edip, ağırlamayı ihmal etmediler.

Herşey ortaya çıkmıştı. Hakan Fidan halktan toplanan kurban bağışı paralarının yerine gitmediğini tespit etmiş ve gelen fotografların da aslında Gülen Cemaati'nin değil de Süleymanlı Cemaati'nin mezbahalarında çekilen fotograflar olduğunu anlamıştı. Durumu derhal Başbakan Erdoğan'a bildirdi. Başbakan Erdoğan insanlığa hizmet hareketi olarak gördüğü Gülen Cemaati'nin bu yaptığını öğrenince büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Cemaatin üst düzey yetkililerini çağırarak olan bitenin ne anlama geldiğini sordu. yetkililer bir cevap veremediler. Ancak Başbakan'ın gözünde tükendiklerini görmüşlerdi.

Cemaat'in okları Hakan Fidan'a yöneldi.

Cemaat, en büyük destekçilerinden bir olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gözünde bittiklerinin farkındaydı ve bu durumun tek sorumlusu Mit Müsteşarı Hakan Fidan'dı. Hakan Fidan oradan alaşağı edilmeliydi. Ama öncesinde halkın gözünde itibar kaybı yaşaması gerekiyordu. Bu yüzden önce PKK'nın bitirilmesi amacıyla OSLO'da yapılan görüşmelerin tutanakları basına sızdırıldı. Türk halkı ve şehit aileleri gözünde hem Hakan Fidan hem de Ak Parti Hükumeti itibar kaybetti. Başbakan'a ''Teröristlerle görüştün'' suçlamalarında bulunuldu. Başbakan Erdoğan bu yapılanların Cemaat'in eliyle olduğunu biliyordu ve artık Cemaat'in hayat damarlarının kesilme vakti gelmişti. En büyük can damarı Dershanelerdi. Hemen yadımcılarına talimat veren Erdoğan, Dershanelerin kapatılması için kolları sıvadı. Şakası yoktu. Dershaneler kesinlikle kapatılacaktı. Tasarının hazırlandığından Cemaat'e yakın isimler de haberdar oluncaca Gülen Cemaat'i de elindeki belgeleri ve bilgileri yayınlamaya başladı. Sözünün geçtiği görevliler eliyle Hükumeti devirmeyi denedi. 17 Aralık Operasyonuyla adeta Türkiye şok oldu. Bakanların oğullarının giriştiği yolsuzluklar kamera kayıtlarıyla Türkiye'ye gösterildi. Başbakan Erdoğan ve Hükumeti'nin sonu gelmişti. Ancak Erdoğan öyle kolay kolay pes edecek biri değildi.

En katı şekilde bu yapılan operasyonuidare etti. Bakanlar demokrasinin belki de dışına çıktı ancak Cemaat'in yaptığı bu darbeden Hükumet çok yara almadan sıyrıldı. Cemaat  ile artık kanlı bıçaklıydı ve her iki tarafın da ne yapacağı sabırszılıkla bekleniyordu. Erdoğan yapılanları bir Darbe girişimi olarak niteledi  ve Gülen Cemaatini'de örgüt kabul etti. Emniyet'te ve Yargı kurumlarında tarihinin en büyük tasfiyesi gerçekleşti. Gülen Cemaati yapılanlardan öyle rahatszız oldu ki, dinleme kayıtlarını, arkası yarın şeklinde servis etmeye başladı. Seçimler yaklaşıyordu ve Erdoğan'ın % 40 bandının altına düşmesi gerekiyordu. Erdoğan seçim meydanlarında muhalefeti bıraktı ve tek rakip olarak karşısına Gülen'i aldı. Gülen'e karşı yaptığı konuşmalara miting meydanlarında destek geldi. Erdoğan seçimlere girdi ve seçimlerde Cihan % 43,5 oranında, AA ise % 45,5 oranında oy çıktığını açıkladı.

Anadolu ajansı'nın sonuçları çerçevesinde sonuçlarla seçimden çıkan Ak Parti'de şu anda Cemaat ve Hükumet yeni hamleler peşinde. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cemaat nasıl bir yol izlerse Erdoğan da karşılığında daha sert bir adımla karşılık verecek..

Rasm Bozkurt / Ankara

Etiketler: AkParti   Gülen  

YorumlarToplam 1 Yorum Yapılmış.     'SENDE YORUM YAP'

mehmet
24 Ağustos 2016, Çarşamba, 10:31
kıyamete kadar hak üzere hizmet edecek bir gurup olacaktır.bu devirde de süleymanlılar hizmetin alasını yapıyor.hakka hizmet dışında işleri yok.ben de kendilerini sever yardımcı olurum.
En Son Haberler
Çok OkunanlarBugün . Dün . Bu Hafta
Kritere uygun haber bulunamıyor.
AnketTümü
Vatandaş olarak önceliğiniz nedir?
 
haber yazılımı: buki