
Hükumetimiz Amerika'nın telkinleri doğrultusunda, can ciğer kuzu sarması olduğu Esad'a bir anda cephe aldı ve onu diktatör ve zalim ilan etti. Amerika'nın ve Birleşmiş Milletlerin Suriye'ye müdahale etmesi için dünyanın birçok yerinde toplantılar düzenlendi. Suriye'ye müdahale gündeme getirildi.
Irak'ta canı yanan Amerika, Suriye'de daha da zorlanacağının farkında olduğundan müdahalede isteksiz davrandı. Ama Türkiye'yi müdahale konusunda cesaretlendirdi. Başbakanımızı dünya lideri olarak gördük gazete ve televizyonlarda. Irak konusuunda duyarsız ve sessiz kalan Ak Parti Hükumeti, Mısır konusunda aslan kesildi ve Araplara, dünya lideri olarak gösterildi Erdoğan. Erdoğan ve eşi, Afrika'ya ve Arap ülkelerine ziyaretler yaptı ve orada yapılan yapay mitinglerle gözler boyandı. Osmanlı'nın yeniden canlanacağı izlenimi oluşturuldu. Gaz verildi. Amaç bizim sorunumuz olarak gördüğüüz Suriye'ye müdahale edilmesiydi. Başbakan ve tayfası durumun vahim olacağından değil belki ama, seçim kaybının korkusundan Suriye'ye girmedi.
Önce Barzani ve peşmergelerinin önü açıldı ve Suriye sınırına yerleşmelerine izin verildi. Sonra El-Kaide'nin Suriye'ye yerleşen ve adına Muhalifler dedikleri kişileri kullanmayı planladı. Onların her türlü gideri, Türkiye tarafından karşılandı. Tırlar dolsu gıda ve silah yardımı yapıldı. Tırları durduran polisler ve savcı da sürgüne uğradı adeta.
Ak Partililer besledikleri yılanın bir gün gelip de kendilerini sokacağından habersizdi. Taa ki El-Kadi örgütünden ayrılan grubun yeni bir liderle, yeni bir stratejiyle dünya hakimiyetine soyunmasına ve Irak'ta fetihlere girişmesine kadar. Irak'ta yapılan bu saldırılar Türklere dayanında Başbaka Erdoğan ve istihbarat teşkilatının kafası dank etti. Beslenen ve canavara dönüştürülen dinci teröristler Irak'ta Türk konsolosluğunu bastı ve 30 özel harekat timi ve çalışanları rehin aldı.
Türkiye bu durum karşısında ne yapacaktı? Ya belirlenen fidyeyi ödeyecek ve terörstlere boyun eğecek. Ya da Irak'a girecek ve olaya fiili müdahalede bulunacak.
Bu seçeneklerin dışında 2 seçenek daha var. Biri Amerika'nın asker çıkarmasını beklemek, diğeri de Barzani'den yardım istemek. Hükumet kanımca son seçeneği işe koyacak. Peşmergeyi destekleyecek ve kendi beslediği yılanı Barzani eliyle boğmaya çalışacak.
Peşmerge ne yaptı? Dün akşam Kerkük'e gelen Barzani askerleri Kerkük'ü işgal etti. Bu fırsatı yıllardır bekleyen Barzani'ye Kerkük, altın tepside sunuldu. İlk olarak Türkmenlerin silahlarını toplayan peşmerge'nin niyetinin ne olduğunu anlayamayan bir dışişleri, Işid'e karşı perşmergeye destek verecek mi?
Amerika'dan açıklama gecikmedi. Obama, biz askerimizi ateşe atamayız dedi. Eğer bizi beklerseniz çok beklersiniz. Karar vermemiz uzun sürer. Bizi beklemeyin, siz girin Irak'a demeye getirdi. Suriye'ye sokulamayan Türkiye, Irak'a girdirilmeye çalışılıyor. Hamasi tepkilerden ziyade akılcı stratejilerde bulunmalıyız.