Biz Müslümanlar bazen ipin ucunu kaçırıyoruz, amaçla araç birbirine giriyor. Örneğin bugün cuma. Cuma namazına birçok müslüman erkek gibi biz de gittik. Dört rekat ilk sünneti kıldıktan sonra İmam efendi hutbeye çıktı ve hutbe okudu.
Hutbede genellikle caminin bulunduğu yerin koşulları değil de yerel ve tek bir çevreyi bilgilendirme amacı taşıyan bir konu seçilmişti.Haydi konusunu geçtim.Konunun cemaae uzak olması bir yana anlatımın da, kullanılan kelimelerin de cemaate yabancı olduğunu gördüm. muhtemelen bu hutbe il müftülüğü tarafından hazırlanmış ve ildeki tüm camilerde okunuyor. Ben şahsen arapça bilmeme rağmen imamnın sözlerini zor anladım.
İlkokul okumuş ya da okumamış, kişilerin öğrenmeye, hutbeden ders almaya hiç mi hakkı yok? Neden sadece imam hatip mezunlarını ya da ilahiyat mezunları dikkate alınarak bu hutbeler hazırlanıyor?
Hutbede geçen kelimeleri aklımda kaldığı kadar yazayım:
Mesuliyet (sorumluluk)
İctimai (toplumsal)
Tahayyül (çokça hayal)
Tefrika (farklılaşma, ayrılma)
Bu kelimeler sadece aklımda kalanlar. Beyler kendinizi birilerine ispat etmeye mi çalışıyorsunuz? Örneğin imam hatipli birisine? Bugünkü haberlerden birinde Economist dergisinde yayımlanan bir konu vardı. Cumhurbaşkanı'nın dindarlığa sempatisi, bazı bakanlar tarafından kullanılıyor gibi bir ifade vardı.
Lütfen buraya olsun siyaset sokmayın. Kul ile Allah arasına fani şeyler girdirmeyin..
Samet Uysal / Bursa
