
Böyle bir şey herhalde gerçek olamazdı. Ama birkaç dakika sonra anladım ki, ne hayal görüyorum ne de rüyadayım. Gördüklerim gereğin ta kendisi. Başbakan Davutoğlu, Türk topraklarını bırakıp kaçmamızı başarılı bir operasyon olarak ballandıra ballandıra anlatıyor.
Aslında beni şok eden görüntüler, Ülkemizin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözde Şah Fırat Operasyonu hakkında ettiği laflar. Övüne övüne anlattığı, toprak kaybedişimiz. Bizim üzerimize tapulu bir toprağı, kanla alınmış bir yeri, IŞİD ve PYD’nin istek ve arzuları için terk ediyoruz. Bu kaçışımızı da, sanki bir başarı gibi anlatıyor sayın Başbakan.
Hiç bu kadar utanç duymamıştım. Şehitlerimizden, ecdadımızdan hiç mi utanmadınız o açıklamayı yaparken Sayın Davutoğlu? İçinizden gelerek, inandığınız için, samimi olarak söylediğinizi düşünsem yine hoş görürüm. Ama siz ki zeki, bilinçli bir insansınız. Böyle bir kaçışın başarı olmadığının, aksine hezimet olduğunun farkındasınız. Ama kamuoyuna bunu zafer diye yutturuyorsunuz. Yazıklar olsun size.
Gümrük Birliği’ne girdiğimizde de aynı görüntüleri izlemiştik. Avrupalı oluyoruz naraları atılıyor, Avrupa2nın bizi sömürdüğü saklanıyordu yıllar önce. Ama bize bunu sanki zafer kazanmışınız gibi gösterdi satılmış medya. Şimdi de aynı medya milletin gözünü boyuyor. Sizin elinizle, sizin emrinizle yapıyor bunu.
Bu yapılanı bir vatandaş olarak nasıl kınayacağımı bile bilemiyorum. Ülkemize ait bir toprak parçasını bırakıp kaçıyoruz.
Sayın Mevlüt Çavuşoğlu “Konslosluk baskınında da niye oradakileri tahliye etmediniz diye eleştiriyorlardı” diyerek yapılan bu utancı haklı göstermeye çalışıyor. Sayın bakan, o mesele ile bunun birbirinden tamamen farklı olduğunun farkında değil misiniz? O baskından saatler önce Sinan Oğan TBMM kürsüsünden “tedbir alın” diye uyardığında sizin Ordu milletvekiliniz İhsan Şener Atma! Delilin var mı, delilin? Diye dalga geçmedi mi? Tedbir aldınız mı? Hayır almadınız. Orası Irak devleti tarafından korunması gereken bir yerdi. Konsolosluğun güvenliğini sağlamak Irak devleti tarafından yapılması gereken bir görevdir. Sizin yapmanız gereken de tedbir almaktı. Ama bu Süleyman Şah’ın türbesinin olduğu karakol bizim toprak parçamız. Aynen Van gibi, Hatay gibi. Musul ile o toprakları kıyaslamayın.
Sadece şunu söylüyorum siz değerli devlet yöneticilerine. Bugün siz varsınız devletin tepesinde. Dün kimler vardı bir düşünün. İsmet İnönü’ler, Süleyman Demirel’ler, Bülent Ecevit’ler vardı. Şimdi onların ardından milletimiz nasıl konuşuyor? İyi ya da kötü. Yarın da siz olmayacaksınız. Bunu düşünün. Arkanızda milletinizin “Vatan toprağını bırakıp kaçmışlardı” demesi size koymayacaksa, daha da bir şey demek istemem..