Türkiye ile ilgili yazmayı bırakıyorum artık. Eleştiriye tahammülü olmayan bir kesim zevat, her yazımdan sonra savcılıkta alıyor soluğu. Ben de düşündüm taşındım ve ülke siyasetine burnumu sokmamaya karar verdim.
Bugün sizlere Kuzey Kore’de yaşanan bir takım olayları anlatmak istiyorum.
Kuzey Kore’nin eski devlet başkanının yerine geçen, oğlu Kim Cong-ın, devlet kademelerindeki tüm çalışanları da kendi istediği şekilde dizayn etmeye başladı. Kim’in Başbakanlığa oturttuğu Drinko Trapeşki, koltuğa henüz alışamadı. Akademisyen kimliğine rağmen siyaseti pek beceremeyen Başbakan, geçtiğimiz günlerde Kim’den de fırça yemiş. “Eğer bu görevi yapamayacaksan istifanı ver” diyerek Başbakan’ı yerin dibine sokan Kim’in, önümüzdeki günlerde nasıl bir politika izleyeceği merak ediliyor.
Babasının yerine geçmesine rağmen birçok konuda değişiklik yapan Kim Cong-ın kendisine büyükçe de bir saray yaptırdı. Sarayda ilk kez maskeli balo düzenleyen Kim’in maske olarak da ataları olarak kabul ettiği Mançurya (Kuzey Çin), Doğu Türkistan ve Moğolistan'ın askeri üniformalarını hazırlatması dünya gündemine gelmiş ve bazı mizah sitelerinin de alay malzemesi olmuştu.
Biz yine gelelim Başbakan Trapeşki’ye. Fransa’da yapılan saldırı sonrası Paris’e giden ve birçok ülke lideri tarafından aşağılanan Trapeşki, Kuzey Kore’ye gelişi sırasında bir basın açıklaması yapmış. Paris’e gitmesinin ne kadar önemli olduğunu anlatmıştı. Doğu Türkistan kökenli olan Trapeşki’nin aynı zamanda atalarının da Müslüman olması, onu tartışmaların biraz daha merkezine taşıdı. Zira Fransa’daki mizah dergisi Charlie Hebdo, Müslümanların peygamberine hakaret etmiş ve bu nedenle de adına İslam örgütü denen grubun militanlarınca basılmış, 12 kişi de öldürülmüştü. Taziyeye giden Müslüman Başbakan Trapeşki’ye kendi ülkesindeki Müslümanlardan çok fazla tepki gelmezken, diğer dinlere mensup çevreler onu ağır bir şekilde eleştirdi."Sen nasıl müslümansın ey Başbakan" diyen muhalif kesim temsilcilerinden Kemkilkıyruk Baltadarov; "ülkemizde kan gövdeyi götürüyor, Afrika'da 2000 masum katlediyor, müslüman coğrafyada hergün yüzlerce masum öldürülüyor. Sen de gidip, senin dinine hakaret edenleri teselli ediyorsun. Bununla da kalmıyor Kuze Kore Devleti'ni yerin dibine sokturuyorsun" diyerek çok sert bir biçimde eleştirdi.
Kuzey Kore’de medyada iki yüzlü bir değişim başladı. Kim’in iktidarını güçlendirmek için ellerinden gelen yalan haberi yapan medya, Kim ile araları bozulunca, Kim'in tüm kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmaya başladı. Kim de buna karşılık o medya grubunu ve çalışanlarını Güney Kore'nin ajanı ilan etti ve de o kuruma Meridyen Blok adnı taktı.Meridyen Blok adı verilen grup kendilerini halka başka bir türlü tanıtmş. Kendine muhafazakar diyen ve dine hizmet için var olduklarını öteden beri dillendiren bu medya organının, Charlie Hebdo dergisinin hakaret içeren karikatürlerini Kore’de de yayınlayan ve Müslümanlara hakarete ortak olan medya organlarına destek olması şaşırttı. Sırf Kim’e karşı olduğundan dolayı İslamla alakası olmayan ve peygambere hakaret eden gazeteye, muhafazakâr olduğu sanılan medya organı sahip çıkıyor.
Bu Kuzey Kore siyasetine anlam vermek zor. Medya ve siyaset ilişkisi adeta kirli bir ilişki. Her şey menfaat ortaklığına dönüşmüş sanki.
Kim Cong-ın önümüzdeki aylarda referanduma gidecek. Kendisine olan güveni hem ülkesine hem de dünyaya gösterip, “İşte görün, ne kadar da sevenim var” diyecek.
Bakalım kendisini aklamakla görevlendirdiği Trapeşki bu arada nasıl bir performans gösterecek.