Eindhoven merkezli derin teknoloji girişimi inPhocal, lazer teknolojisini yeni bir boyuta taşıyor. CERN araştırmalarından doğan bu şirket, “konkav lazer ışını” teknolojisi ile ürünleri daha hızlı ve daha hassas bir şekilde işaretleme yeteneği geliştirdi. Bu teknoloji, içecek sektöründe büyük oyuncular tarafından kullanılmakta ve rekabetin önünde bir adım atılmasını sağlıyor. Geleneksel endüstriyel lazer sistemlerinin aksine, inPhocal’ın sistemi, belirli odak noktalarına ihtiyaç duymaksızın daha geniş bir alanda çalışabiliyor. Şirketin CFO’su Kathy Vredeveldt, “Biz bir delik açıyoruz, bir katmanı yakıyoruz ve bunu o kadar hızlı yapıyoruz ki, piyasada bizim yerimizi alacak kimse yok,” şeklinde açıklıyor.
CERN’den Başarıya
inPhocal’ın kurulum hikayesi, derin teknoloji girişimciliğinin karşılaştığı yaygın bir zorluğu gözler önüne seriyor: Bilimsel atılımlar tek başına başarılı şirketler yaratmıyor. Kurucu ortak ve CTO Martijn Boerkamp, şirketin ticari becerilere ihtiyaç duyduğunu fark etmeden önce bir yıl çalıştı. Vredeveldt ve Robert Van Tankeren ekibe katıldıklarında, pazarları belirleyip sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak için gereken ticari zekayı getirdiler. Vredeveldt, “Bir şirket kurarken çeşitli yetenekleri bir araya getirmelisiniz. Sadece bilim insanları yeterli değil,” diyerek ilk günleri hatırlıyor. Genişletilmiş kurucu ekip, 2022 yılında içecek sektörüne odaklanarak ilk ticari makinelerini geliştirdi.
Bugün, dünya genelinde yedi inPhocal makinesi fabrikalarda çalışmakta ve siparişten teslimata kadar dört aylık bir süreç geçmektedir. Şirket, toplamda yaklaşık 10 milyon Euro fon topladı ve son olarak 5 milyon Euro’luk bir tohum yatırımı aldı. Yatırımcıları arasında DeeptechXL ve Cottonwood Technology Fund yer alıyor.
Uluslararası Yetenek Ağı
inPhocal, yaklaşık 30 çalışanı ile uluslararası yetenekleri bünyesinde barındırıyor. Vredeveldt, yalnızca 10 çalışanın Hollandalı olduğunu belirterek, bu durumun hem gereklilik hem de strateji ile ilgili olduğunu vurguluyor. “Teknoloji ekibimle en iyi uyum sağlayan kişiler genellikle yurtdışından geliyor,” diyor. Bu durum, Hollanda’nın uluslararası yetenekleri çekmek için tasarlanmış vize programlarını yoğun bir şekilde kullanmasını sağladı. Şirket, erken aşama için tasarlanmış Essential Startup Personnel (ESP) vizesini ve daha büyük organizasyonlar için Highly Skilled Migrant vizesini başarıyla yönetti.
Vredeveldt, başlangıç vizesi hakkında önceden bilgi sahibi olduğunu ve Hollanda Girişim Ajansı (RVO) ile iletişime geçerek süreci başlattığını ifade etti. “20 çalışandan az olduğunuzda, süreç daha kolay hale geliyor,” diyor. Ancak, 20 çalışan sınırını aştıklarında daha karmaşık prosedürler ve yüksek maaş gereksinimleri ile karşılaştılar. Yine de Vredeveldt, deneyimlerinin olumlu olduğunu belirtiyor.
inPhocal’ın lazer sistemi, geleneksel lazerlerin aksine daha geniş bir alanda çalışıyor. Üç yıl süreli Essential Startup Personnel Visa’nın, derin teknoloji geliştirme döngüleri için yetersiz olduğunu ifade eden Vredeveldt, vize sürelerinin beş yıla çıkarılmasının uluslararası yeteneklerin uzun vadeli taahhütlerini teşvik edebileceğini savunuyor.
Eindhoven’ın Avantajı
inPhocal’ın başarı hikayesi, Eindhoven şehrindeki konumuyla ayrılmaz bir bağlılık içindedir. Vredeveldt, bu şehri derin teknoloji girişimciliği için benzersiz bir yer olarak tanımlıyor. Şehirdeki ekosistem, inPhocal’ın erken yıllarında kritik destek sağlarken, ASML gibi global liderlerle etkileşim imkanı sundu. Ayrıca, üniversitelerle olan ilişkileri, yetenek havuzunu genişletmek ve araştırma iş birlikleri oluşturmak için önemli bir kaynak oluşturuyor.
Küresel Hedeflere Yöneliş
Yedi makinenin etkin bir şekilde çalışması ve artan sipariş listesi ile inPhocal, donanım şirketlerinin klasik ölçeklenme zorluklarıyla karşı karşıya. Gelecek aşama, mevcut fiber lazer sistemlerinden UV teknolojisine geçiş yaparak yarı iletken üretimi gibi yeni uygulama alanlarını keşfetmek. Vredeveldt, “Beş yıl içinde UV, CO2 ve fiber lazerlerin tüm ana ürün gruplarının piyasada olmasını hedefliyoruz,” diyerek gelecek için iddialı bir yol haritası çiziyor.
Büyüme, uluslararası yetenek alımının devamını gerektiriyor ve bu durum vize politikası reformlarını daha önemli hale getiriyor. inPhocal’ın hikayesi, yenilikçi bilim ile uluslararası yeteneklerin bir araya gelmesi, destekleyici yerel ekosistemler ve stratejik iş geliştirme ile başarılı olabileceğini gösteriyor. Bu durum, Avrupa’nın sadece yenilikçi bir derin teknoloji girişimine ev sahipliği yapmakla kalmayıp, aynı zamanda küresel ölçekte rekabet edebilmesi için gereken unsurları oluşturuyor.


